20060118

nes'eli ol ki genc kalasin

Uzun bir ara oldu yazmayali. Bu bana kendime donup bakmadigimi da hatirlatiyor, ki bu manada boyle bir site olmasi keyiften faydaya donusuyor. bu siteyi biraz japon isi bebeklere benzetiyorum, ismi hatirima gelmiyor, hani "bebeginiz ya da evcil hayvaniniz olsa bakip bakamayacaginizi test edin" turunden sloganlarla satilmaya baslayan elektronik bebekler cikmisti bir zamanlar... belli araliklarla acikan, altini islatan, bakmadiginiz zaman sizi bip sesleriyle uyarip duran, ihmal sonucu olebilen turden oyuncaklar. komsunun minik kizi oyle ciddiye almisti ki isi olunce pilli alet, saatlerce aglamisti.
Bugun yazmaya iten beni bir internet gunlugu:
Didem ve Asude'nin civil civil gezileri, fotograflari, siteye verdikleri emek subat gunesi gibi geldi bana; disariya, daha disariya cikma arzusu. Aslinda yilbasi yemeginden, kartepe gezisinden, gittigimiz tiyatro oyunundan, paul gunduzunden ve sacma yemek denemelerimden bahsetmekti amacim ama, "hayattan aldigim her derin nefese karsilik ic ezilmesi yasatan bir olay yasama" dongusune girdigimden nicedir, su yolunda akmiyor bir sekilde. Benim icin, internet dunyasina saatlerce baglayan bu gunluklerin bir de ic bosaltma/paylasma organi olabilmesi yeni aslinda. Insanin kendi disina cikmasi icin once icine bakmasi, sulamasi, beslemesi gerektigini hatirlatiyor bir yandan da.
Birinin arkadasiniz olup olmadigini onu kirarak, ustelik kendi kontrolunuzde olmadan, ogrenebilir misiniz bu ic ezikliginin tam adi. Cok emin oldugum bir konu var, birbirine emek harcayan insanlar dost olabilirler, ya da tersi. Ilisik olmak emek istiyor, sevgiler ve ilgiler oyle birakildigi zaman otlar buruyor cogu kez, duygulari ve ilgileri golgeleyen. Benim durumum tersten gitmeyi gerektirdi; en yakinimin en yakinindaki cemberden bir dost adayiyla gecirilen, bana gore oldukca uzun/yeterli bir donem sonrasinda dost namzetinin, onun hayatindaki temel dostluk anlayisinin beklentilettigi kosulsuz guven ve aidiyet sartlarini yerine getirememis olmamdan kaynaklanan bir ceza yedim, saniyorum. Bu kisi yakinimin yakini olmasi nedeniyle kosulsuzca kabul edilmeyi bekliyorken, benim bekledigim ve zaten onda var olan sevgiyi bana gostermekte tereddut etti, sevilme garantisi duyamadigi icin karsisinda. Onun bunu beklemesi mi yanlisti, benim gecirdigimiz onca zaman karsisinda ondan bana ozel ve hakettigim sevgiyi talep etmem mi bilmiyorum hala. Bildigim tek sey, ortak yakinimizin kacinilmaz mudahalesi olmasaydi ve baska yer zaman denkleminde yine kapatilsaydik 45 gun ayni eve, pekala da dostluk yapabilecegimiz birbirimize. Peki simdi bu uzuyor mu beni? Hayir. Duydugu herseye ragmen, beni tum ciplakligimla degil, kendi guvenli dunyasinda degerlendirdigi icin kirginim ona. Son gununu paylasmadigi icin degil benimle, son gununu paylasmaya degebilecegini gormedigi ya da gordugunu soyleyerek riske atmadigi icin kendini. Ama icim ezik dogrusu, kendi tercihim olan onu sevmekten esirgendim sanki bir sekilde. kucaklanmayi beklerken kucaklamam bekleniyor ya simdi, pek derinlerde sakli gururumu uyandiriyor, biraz utancla beraber; hep sevgide utanmazlardan oldugumdan sanirim.
Simdi biraz komsulara doneyim, sonra daha neseli postlar asmayi diliyorum kendime, bu sene.

2 comments:

Anonymous said...

yazılışından pek emin değilim ama "tamagotchi" idi o elektronik, minik bebeklerin adları.(bir bebeğe 3 tane sıfat veremedim, rakamın büyüsünü bozdum!)
arşivinizdekiler de dahil olmak üzere tüm yazılarınızı keyifle okudum.neşeli günler dilerim, herzaman...
Eve ve iki kedisi

hera said...

eve ve kedicikler merhaba
tamagoçi yabancı geldi bana, bilemedim