20050921

bir filmden aklimda kalanlar ve yankilari

Sean Penn'in 11/9 sonrasi cektigi bir film bir anda aklima dusen. Yasli bir adamin uzun senelerini paylastigi hayat arkadasi vefat ediyor. Adam, esinden ona kalan 1 saksi cicekle beraber sehir merkezinde bir eve tasiniyor. Ne var ki, her gecen gun cicek cansizlasmaya basliyor. Adam yerini degistiriyor, izliyor, seviyor, suluyor, sulamiyor, nafile. Ve sonra bir gun evin duvarlarinda once 1, sonra 2. ucagin golgesi dusuyor, bir aradan sonra evin penceresinde daha once hic gorulmemis olan gunes isigi huzmeleri beliriyor. Gunes isinlari cicegi aydinlattikca cicek diriliyor guzellesiyor.
.
Gercekten her seyin iyi yorumlanmasi mumkun mu acaba?
Birkac yil once bir kist ameliyati gecirmistim, hani su "%70 her akdeniz tipli kadinin gecirdigi" turdeki operasyonlardan... Iyilestikten sonra kisa bir yolculuga cikmistik heraklesle; oylesine oralardan tanistigim bir arkadasti Sema. Antalya'nin puslu kis ufuklarini seyrediyorduk, sarap bardaklarini sallayarak ellerimizde. Ameliyattan konusuyorduk, " neden bu zorlugu yasadigimi anlamiyorum" demistim ona. Gozlerimin icine bakarak "belki de bu olay senin sertliklerini yumusatti, dikenlerini torpuledi, belki birseylerin bunu yapmasi gerekiyordu ve sen ucurumdan dusmek yerine minik bir tepe cikarak buraya ulastin" dedi. Evet aynen bu basitlikte, ustelik de orada tanismis oldugu insana! Saraptan mi deniz kokusundan mi yoksa Sema'nin yanimda oluverisine yukledigim gizemden mi bilmiyorum ama inandim ve yeni hayatima basladim orada ben.
.
Gercekten her seyin iyi yorumlanmasi mumkun mu? pollyannayi ve arkadasi dolubos bardagi gecelim de, aslinda hic kotu birsey yok mu? kotusu iyisi zamanin limitli tarifi mi sadece? hem kotunun hem iyinin yorumu iyi mi illa ki? cevaplar miydiniz canan anne?

No comments: