20050805

Manolo my love!



Yaptigi isi sanati haline donusturen insanlara hep giptayla bakmisimdir. Hayat bazen oylesine zor ve dayanilmaz gelir ki siradan islerde calisan insanlara, pencerenin onune konan kus, Dali'nin orijinal tablosu gibi siradisi bir etki birakir insanin uzerinde, zaman-mekan bilincini yitirtir insana. Sex and the City dizisinde duydugum Manolo Blahnik'in ayakkabilarini gorene kadar Marlyn Monroe'nun "mucevherler kadinlarin en iyi dostudur" sarkisini ciddiye almamistim. Sonra bir gun ithal ve tek esyalar satan bir dukkanda bir Blahnik ayakkabi gordum. Farkina inanamayip googleladim.


M. Blahnik 1970'li yillardan beri "sadece" ayakkabi uzerine tasarim yapan bir sanatciymis. Sanatci diyebiliriz, cunku Design Museum'da yer alan tek ayakkabici o (ayni sergide Zaha Hadid de yer aliyor ornegin..). Tasarimlarini kendisi cizer, kendisi hayata gecirirmis. Teknisyen ya da asistan kullanmaz, yalniz calisirmis. Sanatci kaprisi olsa gerek!


Sanirim 10 yaslarinda falandim, ailemin tercihi ile her gun alinan tek yayin olan Cumhuriyet gazetesinde Gaultier ile ilgili bir defile haberi okumus ve bir fotograf gormustum. Fotograftaki mankenin uzerinde metal rengi stretch kiyafetler vardi. Uzay yolu kiyafetlerini andiriyordu biraz. Habere gore Gaultier'in gelecek kiyafetlerini ongoren tasarimlarini sundugu bu defile hic ilgi gormemis, klasikGaultier hayranlari icin bile hayal kirikligi yaratmis idi.
Sonra, yirmibesli yaslarimda, bir dugun vesilesiyle kendime bir straplez aldim: gumus rengi!.. O gun o okudugum haberi hatirladim. Gaultier icin icimden "olee" cektim. Gercek yaraticilarin biz siradan insanlarin uzerinden gelecege uzanabilmeleri hayranlik uyandiriyor bende. Yandaki resimlerdeki yesil cicekli ayakkabilari, Blahnik, 1972 yilinda tasarlamis.

2 comments:

yuvakuran said...

Cok guzel hos ayakkabilar, ancak merdiven inerken, asansor de, metroda, otomobil surerken cok zor olmali, yuksek topuklar ustunde durmak kolay degil, Topuk yuksekligini azaltmak gorunus estetigini bozuyor, nasil olacak?? Ben bu ayakkabilarla dolasan hanimlari gorunce korkuyorum, her turlu "risk assesment" analizinde full risk, "hayat zaten risk dolu" diyeceksiniz degil mi??

hera said...

risk olmazsa yarin ne olacak der miyiz? yasamak icin bahane bulabilir miyiz?
ayrica analizde degiskeniniz weight/lenght proportion degil, ambition to walk through olmali bence