boyle aylar yillari kovaliyor, ve arada icimdeki (t)herapist i hatirlayip da bloga donuverisim oluyor ya.. bu zamanlari sevmeye basladim. kendime ait bir yer gibi, ruhumun yazligi..
ne kadar zaman gecti bilmiyorum en son bu yazlik eve gelisim.. daha dogrusu ne kadar zaman sonra ihtiyac duymusum buna, bilemedim simdi.. ama, bir muhendis olarak istatistigini cikarmak adina birara bakmaliyim diye not aldim aklimin bir kosesine -sanki cok bakarmisim gibi akil defterime!
bana birakilan yorumlari okudum once. cok sevdim hepsini. hep-si-ni. reklam amacli olanlari bile:) guldum boylece, bugun ilk kez sanirim.
herseyin mutlak birarada kotu gitmesi adettendir ya; bu gunler, bu aylar zorluyor beni. hep aklim freud'a donuyor: yasam=is+ask.
Oyle ise eger, yasam pek boktan kardesim! sikayet etmek gibi olmasin - kimlere sikayet edeyim ki zira..
Ama harbiden oyle yani. denklemi degistirip, kendi gercek(ustu) algima baksam.. yasam=aksam kurdugun hayaller-sabah aldigin aksiyonlar > sifir ise ... yasamda hala umut vardir ve, degerdir o gunu bitirmeye.
bir de aksiyonlara aksiyon demeye sahit isteyen bir durum olursa, ne diyorlar simdilerde.. "peh peh.. algilamana bak cay demle:))))"
neticede bunca zamandir mesai adi altinda cokca takildigim ergen yazisma forumlarina, sanal alemlerine ugrayislarim sonucu, kendi algimla olusturdugum bir yalana dusuvermisim meger! bu durgun gunde bana kalan tek cumle: icime okuz oturdu ayh!
soru su: ne zaman buyuyecegim? ne zaman aldigim/almadigim aksiyonlarin sonuclarina katlanabilecek kadar gevreyecegim? ustune ne zaman gulumsemeyi becerebilecegim? gulumsemek allahim neden bu kadar zor?
,
bir (kucuk) arkadasim var. adini yazsam kesin googlayıp bulur o yuzden yazmiyorum. bugun feysbuk'a bisi post etmis. hayati zorundan almaya ne gerek var? birini mi seviyosun, soyle. bisey mi istiyosun, de. birseyden mi hoslandin, belirt. birseyden hazetmedin mi, hayir de. bisi yapmayui sevdiysen devam et... diye gidiyor iste.. bu kucuk ama hayatta buyuk arkadasima da, bir arkadasi "like" edip, "aman da aynen sen yau" diye yorum birakmis. hakkaten.. bu kucuk kisisini yillaaaar yillarr once miniminnacik haliyle kucagimda buyuten ben, simdi kizcegizin feysine bakip "hayatta nerdeeen nereye geldi, bravo yaw" diye seviniyorum... dersem yalan olur. nasi derler "gipta" ediyorum.
ben bi hedef koyamadim. koydum da yuruyemedim hedefe. hala nasi dondurma sevdigimi bilmem mesela, nereme koyayim ben hedef.
ben bi hedefe de ulasamadim. ulastigim yerler hep bir basamak altlari oldu dikilerek basladigim merdiven baslarinin. en alt basamagi hic gecemiyorum ki! bir karar verdim mesela .."fistikli dondurma severim"... Yok. yok. O gun baska illa. ve hatta karar verince nedense, dondurma yemegi birakiyorum, o ka! - e sona biraktigim dondurmalari baskalari yedi galiba:))
en iyi yaptigin is ne deseler, sigara icmek diyecegim yani, o kadar oturdu bu okuz.. kalkmiyor, bi daha ayh!
yarin yine yalnizlik. yine yollar var. "is" adi altinda, bir silindirin altina ezilmeye gidiyorum. aglamak dahi luks bu ortamda. oyle yani. kalkican "yes thankyou sir" diycen. sona raporliycan. sona... sona hayatina, mutsuzluk cuvalina geri donucen. aksam pazarinda hesap: umut yoksa hayal yok. o zaman hayat acidir.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
Paylaşımlarınız harika ilgiyle takip ediyorum. Başarılar.
http://www.remtamutfak.com
Post a Comment