hayatimda sadece bir kez terapiye gittim.. ya da 2 kez.. gittigim adamin adi baska birseydi -hatirlamiyorum simdi- ama, ben ondan hep Guven bey diye bahsettim, bana oyle geldi ismi. her zamanki gibi hayli parasiz bir donemimdi, ama ben bir seansa gitmeyi UNUTTUGUM icin, Guven bey, unuttugum seansin parasini da benden almisti, ve orada donup kalmisti iliskimiz. Terapinin parali bir hizmet olmasini bir sekilde icim kaldirmadi, ben de isi cinsel sogukluk tedavisine cevirdim hemen.. madem parali, biz de sagalim abi.. mantigiyla.. termine ettim yapmaya niyet ettigim isi. gidermis gibi yapip, gitmeyi becerdigim 2. seansta yogik pelvus kasilmalarini deneyip, ama icimden feci asagilayip, kaybettim bu sansimi. gitmedim bi' daha da. Ama Guven beyin solcu ayakkabilarini, sapsade odasini gunlerce, ara ara aylarca, yillarca dusundum. Guven beye guvenebilecegimi anlamistim, ama ben 'o' degildim deyip... anlayiverin iste. kendimi hem hicbislere layik goremeyen ben. Ve yine kendime hicbisileri layik goremeyen o ayni ben. Hep catisir dururlar. Ayni ben, ve ben.
Yillar.. yillllaaar sonra ben. Dun, seans gibi biseye gittim. Boyle yazinca espri oldu, ama, bana olan seyin ayni oldugunu, bu satirlari yazarken kavriyorum. Yazmak benim icin cozmek gibi bir sey oldu ya, ondan simdi anliyorum. Abes birsey degil yani. Anlasam yazmayacagim yani. Anlamak icin yaziyorum (tamam mi?)
Dun B. ile bulustum. Kaybedenler Kulubu filmine gittim. (simdi kendi kendime killandim, bu filmin ismi yuzunden google aramalarinda cikmaz insallah bu blog diye.. neyse ne yau..allah allah.. rahat birakalim birbirimizi, olmaz mi?) Filme gidis gayemden tam emin degilim: Bir kere ben talep ettim (ki bu nadirdir). Cebimde -yine- bes para yoktu. B. biletleri aldi, bana da bir sarap ismarladi. Kafam kiyak oluverdi (bunye hazir ya) Filmin amerikan jargonundan girmesi buz gibi etti beni, hayirdir dedim, biraktim kendimi. Sonra iste, film bitti. Guzeldi aslinda, 'vay dedim, boyle adamlar var olmuslar harbiden ha? Filmin tumu erotik fantazilerimi besledi bi de. Bu islerin ne kadar kolay, tavsanlar gibi yapildigini hatirladim ve gulebildim yani. Sonra da, sıkıldım biraz, filmin ozenilmis ozentisi ve dokunmaya korkar halleri sikti icimi. Yine de birseyler kavradi icimi, dusunmedim artik. Ciktik B. ile, evi yakin, bir de iyice utandirmak icin beni, evde pizza ismarlamis, bir de sarap.. gidebilecegimizi dusunerek, hadi! dedi. Gittim. Eve cikarken arabayi oyle bir park ettim ki, yoldan birinin gecmesi tavlada 6-6 gelmesi gibi bir sey. Ya birisi cok ugrasip -su allahin kulunu gece gece rahatsiz etmiym diye gecmeye ugras verecek, ya da hemen guvenlige haber verip benim arabayi cektirecekler. Hayatin ta kendisi olan gecede elbette, 2. sik gerceklesti, eve girdikten 15 dakika sonra ev telefonu caldi ve hiyarin tekinin benim arabayi cekmem icin uyari verdigini ogrendik. 15 dakika. Hayatimin ozeti. Ama bu 15 dakikada cok sahane bir syeler oldu. Filmin %80 gercegi anlattigina ikna olmustuk B. ile. B. nin makus gecmisinde, 6.45 yayinlari yoneticileriyle (ki film karakterlerinden birinin -Nejatin- yayinevi oluyor bu) bir kesisme var. B. resmen taniyor adami yani, onu anlatti, sonra bir E.B. (Enis Batur'u boyle kodlardik biz universitedeyken) kitabi verdi elime, 6.45 ten cikmis, en arka sayfasinda bir insan figuru, kamburu cikmis falan.. komik bir insan gibi.. altinda da 'tipik 6.45 yayinlarindan cikmis kitap okuyucusu. Cunku o biliyor, bir kitap okudu ve hayatinda hicbirsey degismedi' yaziyor.
Simdi, bu cok acaip bir sey degil mi, sayin okur. Kendi ruhuma bir delik acildi dun aksam anlayacagin, kendiliginden. Kaybettigimi dusundugum ruhuma. Adamin biri bir film yapmis, adamin biri cerez yiyip mac seyretmis, kadinin biri de kendini bir yerlerde buluvermis, kaybedilmis bozuk para misali. Haftalardir yastaydim. Bugun, kutluyorum, yeniden dogusumu. Bana dayanma gucu veren, yasamami saglayan herkese bin tesekkurlerimle.
20110413
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
3 comments:
Burada (belki geçici ama) bir okurunuz olduğunu biliyorsunuz. Uzun bir aradan sonra tekrar yazmayı denediğiniz için size yine teşekkür etmek isterim.Gördüğünüz gibi teşekkür ambarı, can sıkacak kerte bitmez tükenmez biriyim. Ayrıca, sizi anlamak için yeterli donanımım olmadığını en azından şimdilik, yani bir süre görmezden geleceğim. Bunun için beni hoş görürsünüz umarım.
Kendini hırpalama, yaralama pahasına yaşamla dalgasını geçebilen ben,bunca huzursuzken aynı ben olarak kalabilir mi? İroni, kendinden bir başka ben sızdırmak değil de nedir? Yazınızı okuyunca kafama takılan iki soru...
Yeniden doğmanın ne olduğunu anlamam olanaksız ama, bu size uzaktan bir hoş geldiniz, dememi engellemez sanırım. Yanılıyor muyum?
sayin kirmizi, ne sen bir bloggersiniz siz boyle, her daim hosgeldiniz yorumlarinizla
cok sevdim ben bunu: 'İroni, kendinden bir başka ben sızdırmak değil de nedir?'
hoşgeldin hera, gözümüz yollarda kalmıştı...
Post a Comment