20080122
yanilgiya dair anket
Aksam gazetesinden bir haber:
"Spor giyimin önde gelen markası Nike, 2008 bahar koleksiyonun tanıtımını yaparken, Türkiye için muhafazakar bir slogan kullandı. Türkiye’de yükselişe geçen İslamcı dalgayı göz önüne aldığı sanılan Nike, internet sitesinde ve mağazalarına gönderdiği afişte 2008 kadın koleksiyonun tanıtımını yaparken farklı sloganlar kullandı. ABD ve Avrupa ülkelerinde, ‘Yes to shaking what your mama gave you’ (Annenin sana verdiklerini çalkalamaya evet!) sloganını kullanan Nike, sıra Türkiye’ye gelince küçük bir sansür yaparak, sloganı Türkçe’ye, “Yaradanın verdiklerini çalkalamaya evet!’ olarak çevirdik. Nike yetkililerinin Müslüman Türk tüketicinin tepkisini çekmemek için slogan değişikliğine gittiği tahmin ediliyor. "
Daha okurken kahkaha atmadan duramadim. Ananin verdiklerini calkalamaya evet! diye tekrarladim kendi kendime, hic mustehcen ve komik gelmedi. Ama "Yaradanin verdiklerini calkalamaya evet! dedigim anda gulme ve soyle oh sikidik diye calkalama istegi kendilinden geliveriyordu.
Sizlerin fikrini merak ederim hakikaten... Sizce hangisi daha "islamik"? Yaradanin verdiklerini calkalamak mi, anamizin verdiklerini calkalamak mi?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
5 comments:
Katılıyorum, belki "ananın verdiği" demenin getireceği başka anlamlardan kaçınmak için "yaradanın verdiği" demişler ama daha erotik çağrışım olmuş...
Yani, her ikisi de acayip...
Feriştah'ın fentezilerini çağrıştıran bir reklam olmuş bu, kelimeyi değiştirseler ne yazar ki
Yaradanın verdikleri bence yakışmamış..Annenin verdikleri de Nike'a hafif gelmiş.
Şimdi reklam güzel olmasa da herkes konuşacak bu da bir reklamdır diyecekler bence çok daha yakışır bir slogan olabilirdi.
Neyse bu benim fikrim zaten :)
"ananın verdiklerini iyi koru " dese daha iyi olurdu..Spor yaparken kaliteli malzeme kullanmak kadın için önemlidir çünkü.Kötü sütyen göğüslerin sarkmasına sebep olur ya..
öneri: neyin varsa, çalkala :)))
sevgiler
not: yaradanın verdiği derken "tanrı vergisi" demek istemişler, ama bu da olmazmış :)
her türlüsü kötü bence, salakça. çeviri tutmuyor bazen işte, ne inatlaşıyorlar ki? "just do it" iyiydi, yenisini bulamayan oradan devam etsin.
analar neler doğuruyor!
OP. DR. TEOMAN DOĞAN
ESTETİK PLASTİK CERRAHİ UZMANI
estetik,burun estetiği, göğüs estetiği, plastik cerrahi
Estetik cerrahi sohbetleri
“En muzur sorular”
Biliyorsunuz estetik cerrahi artık çok popüler oldu. Ayıplar kalktı, burun estetiği sonrası alçılı burunlar ile alışverişe çıkmak neredeyse “havalı”
oldu. Biz estetik cerrahlara da ilgi dorukta. Her ortamda köşelere çekilip soru yağmuruna tutuluyoruz. Lütfen yanlış anlaşılmasın, hiç şikâyetçi
değilim bu durumdan. İşte en hoşuma giden sorular ve bu sporular etrafında gelişen sohbetlerden bazıları: Estetik cerrahi, Estetik
* “Ben aslında estetiğe karşıyım” diye başlayan sorular, favorim. göğüs estetiği
Bazen, “Evet ben de karşıyım” diyorum (!)… estetik
* Eşimin haberi olmadan göğüslerime silikon taktırsam ne olur?” ya da “Şu yağları alsanız eşim anlar mı?” sorusu da zor bir soru.
“Anlamazsa eşinizi lütfen boşayın” demek en dürüst yaklaşım olur ama her zaman bu kadar açık sözlü olamıyor insan. estetik
* “Ben kaç yaşındayım sizce?” estetik
Bu cevap vermeyeceğim diye tövbe ettiğim bir sorudur Estetik. Eğer doğru söylersem büyük bir alınganlık
oluyor, hele ki fazla söylersem yandım. Ama tersi olur da genç bir yaş ağzımdan çıkarsa bu seferde işe yaramaz bir plastik cerrah olduğum
düşünülüyor. Gerçi bu gene de size küsülmesinden daha iyi. estetik
* “Çok genç gözüküyorsunuz, kaç yaşındasınız, kaç ameliyat yaptınız?” estetik
Kırkıma geliyorum estetik. Her on senede 10 kilo alıyorum ve artık sörf
yaparken bile yaşlandığımı hissediyorum. Oğlum baba “Başın niye kel ?” diyor. Ameliyatlar, kaç ameliyat yaptım ben de bilemiyorum Estetik Cerrahi. Binlerce. Bazen düşünüyorum, ne kadar çok ama ne kadar kadar çok insanı ameliyat ettim.
Depremden sonra bir tek günde irili ufaklı 12 ameliyat yapmıştım. Genç gözükmek yine de iyi bir şey. Bu sorudan memnunum.
* “Teomancım sence benim göbeğime estetik lazım mı?”
Uzun bir masa, bir akşam yemeği, gayet nezih bir restoran. Soruda bir sorun yok, sadece bir hanımın göbeğini burada açması ilgi çekiyor. Sanki
herkes bize bakıp beni tanıyor ve “cık cık” yapıyor gibi hissediyorum.
* “Sizde Burun estetiği var mı?
Yorum yok!
* “Amerika’dan mı geldiniz?”
Efendim ben bütün ihtisasımı burada, ülkemde yaptım, diplomalarımı hep buradan aldım. Sadece belli dönemlerde gittim Amerika’ya, iyi bulduğum büyük
hocaların yanına gittim, belli konuları özellikle öğrenmek için. Her seferinde de ülkeme geri geldim.
* “Eşinize estetik yaptınız mı?”
Hayır ihtiyacı yok.
* “Ben sizin anneniz olsam bana bu estetik ameliyatını önerir miydiniz?”
Evet önerirdim. Prensip olarak anneme önermeyeceğim hiç bir şeyi size de önermem. estetik
* “Hangi ünlüleri ameliyat ettiniz? N’olur söyleyin bakın aramızda kalacak”.
Bu genellikle röportaj sorusudur ve teyp ya da kamera basbayağı açıktır estetik. Cevabım da sabittir. “Ünlülerde insan, onların da hasta mahremiyetleri
var. Nasıl size söylerim? Sakın yanlış anlamayın aramızda kalacağına elbette eminim.” estetik
* “Hangi ünlüleri güzel buluyorsunuz, örneğin X in dudakları sizce altın oranlara uyuyor mu?” Estetik
Eyvah. Ben genellikle bu ünlüyü tanımıyor olurum. Muhtemelen ben ameliyattayken ünlenmiştir ve ben yine ameliyattayken çeşitli skandallar ve aşk
üçgenleri içerisinde ünü pekişmiştir. Hülya Koçyiğit, diyorum bu soruya Estetik.
Benim en çok beğendiğim ünlü o. Hele ki en eski filmlerinden birisini seyrederseniz bir insanın ne kadar güzel olabileceğine hayret edebilirsiniz.
Aynı şey Cüneyt Arkın’ın en erken filmleri için de geçerli. Gerçekten mükemmel! Estetik
* “Benim burnum ameliyatlı mı? Bakalım bilebilecek misiniz?” Estetik
Bu da tövbe ettiğim bir soru. Evet derseniz sizden nefret edilecektir, hayır cevabı ise listeden silinmenize neden olur.
* “Ben estetik burun estetiği yaptıracağım, kimi tavsiye edersiniz?”
Çok moral bozucu bir soru. Güvenilmemek, hatta yok farz edilmek çok zor. “Sizi Amerika’ da yanında çalıştığım hocam var ona yollayayım” diyorum,
“dünyanın en iyisidir”. Bu cevapla bir derece durum düzelebiliyor.
* “Bütün estetikli burunları ben anlıyorum, hepsi çok kötü”.
Peki ya anlayamadıklarınız da varsa? Belki çevrenizde ki birçok insanın burnu ameliyat edilmiş ama siz fark etmiyorsunuz.
* “Ben estetik botoksa karşıyım”. “Neden karşısınız? , “Çünkü maske gibi
yüzleri oluyor, hemen anlıyorum ben”.
Peki Estetik botokslu olduklarını nereden biliyorsunuz? Belki bu gördüğünüz ve
beğenmediğiniz yüz şeklinin botoks ile ilgisi yok, ki gerçekten de yok. Bana kızıyorlar. “Yok yok var, ben biliyorum, maske yüz oluyor” cevabını
alıyorum genellikle. Bu safhada bir şey söyleyemiyorum.
Mesleğimi çok seviyorum. Herhalde başka hiç bir işi bu hevesle yapamazdım ve estetik plastik cerrah olmasam kendimi eksik hissederdim. Sadece yaptığımız bu işin bilimsel temelleri
olduğunu ve gerçekten çok emek vererek bu yere gelebildiğimizi anlatamamak bazen zor oluyor. Ama bu da bizim işimizin bir parçası. Siz yine de bana
sormak istediğiniz her şeyi sorun estetik . Sorunuzun içten ve
gerçek olacağını biliyorum. Ameliyattan başımı ilk aldığım zaman sizi cevaplayacağım. teoman doğan
Post a Comment