20061115

Aydın Boysan'dan: Mekan ve Zaman

İnsan çevreye kök salmadan yaşar mı? Yaşar görünüyorsa bile, ona da hayat denmez. Yalnız çevreye mi?.. Yetmez.. Geçmişe de kök salınacak. Sevilse de, sevilmese de, geçmişe ille kök salmadan yaşanmaz ki… Bir insanın tüm geçmişinden bütünüyle kopmasının adına, başka bir şey derler…Bu düpedüz, yaşamın sona erişi demektir.
Bir ağacın, bir çiçeğin kökleri gider gider, durur. Bir insanın ruhsal kökleri gider, gider… Durmaz… Dünyanın da dışına, aya-güneşe gider… Yine durmaz. Bugüne yarına değil, ışığın vardığını öğrendiği yerlere kadar uzanır.
Uzay bilgimiz arttıkça, mekanın, yani tüm evrenin sınırsızlığını biraz daha iyi öğreniyoruz. Öğreniyoruz da algılayıp kavrayabiliyor muyuz? Yooo!... Geçmiş zamanı, “Büyük Patlama” ile sınırlayıp, rahata erdik sanki… Ya gelecek zamanın sonu?..
Evet, günlük dertler içinde eziliyoruz ama, geçmişi ve geleceği düşünmeden de duramıyoruz. Yalnız kendimizinkini değil… O kafacığa sığdıkça her şeyi, herkesi.
İnsanlar hayatı topyekun yaşıyor. Ne kadarı sığıyorsa…Yaşamayanlar öteki canlılar.
İnsan ruhu, mekan kavramının yok olacağı sessiz bir karanlığa katlanamıyor. Böyle bir karanlıktansa, cennetten vazgeçer, cehennem ateşlerinde sonsuza dek yanmaya razıdır. Yine insan, vücudu son nefesini vermiş bile olsa, ruhu ile yaşama isteğinden kendisini kurtaramaz… Sonsuza dek, cehenneme de razıdır. Nasılsa bir yolunu bulacağına inanır. Haksız da değildir. Cehennem ateşi bile sonsuza dek yanmaz ya! Af günü gelecektir.

-
-
* İstanbul'un Kuytu Köşeleri-2003-YKY

2 comments:

Anonymous said...

Hera, caktin yine bir yazi, alt ust beni...
Buraya yazamadim, benim dukkana yazdim...

Anonymous said...

boysan'i hic okumadim, izledim. ama okumakta gerekiyormuş!