hiçbiri

"...Sorulardan biri de, firma hakkında kimin söyleyeceklerine daha fazla güveneceğim yolundaydı. CEO'nun mu dediklerine inanırdım, içeriden başka yöneticilerin mi, akademisyenlerin mi, yoksa köşe yazarlarının mı? Bir köşe yazarının marka hakkındaki fikri, birden beşe kadar hangi basamakta ikna edici olurdu? ..."

.

.

Nur Çintay'ın hayatın doğal akışına uygun olarak anlatmayı uygun bulduğunu görünce hayrete düştüğüm bu köşe yazısını okuduktan sonra sormak istedim:

Bir üretici firma, marka araştırması yaparken hazırladığı anket sorularına, "markanın medyadaki bir köşe yazarı tarafından tavsiye edilmesinin son kullanıcının seçimleri üzerindeki etkinliği" ölçümünü eklemiş ise bundan çıkarılabilecek sonuç nedir?

.

Cevabı önyargısızca ve çok seçenekli olarak düşünmeye gayret ettim. Öncelikle pazar/piyasa üzerine yazan örnek yazarlar düşündüm. Eğer tüketici köşesi yazmıyorsa bu yazarların da belirli bir marka hakkında -iyi ya da kötü- bahsetme ihtiyaçları olmayacağını düşündüm. Reklam ve pazarlama uzmanlarının yazılarında ise ürünlerin özellikleri değil, ürünün pazarlama stratejileri tartışıldığından, ürün adının tekrar edilmesi dışında, son kullanıcıya pazarlanması üzerine bir değerlendirme yapmanın bir amaç olamayacağı kanısına vardım. Ekonomi servisi yazarlarının ise ürünün doğrudan pazarlamasına yönelik değil, çoğu kez firma ile ürün adı farklı olduğundan, ürün adı yerine firma adının (örneğin borsa değerlendirmesi yaparken) yazar görüşlerinde yer alacağı sonucuna vardım. Eğer ankette yer alan soru, sadece tüketici köşesi yazarının belirli bir markayı vurgulamasının etkisini ölçmek olsaydı, sorunun daha belirleyici şekilde hazırlanacağını düşünerek bu seçeneği de eledim, ki "bir markayı şöyle tattım, aman pek güzelmiş" diye tüketici köşesi yazarı olunmayacağı da aşikar. Bunlara ek olarak, mesleki etik açısından ele alındığı zaman, tüm bu servisler için yorum yapan/yazan kişilerin sorumluluğunun, tüketiciye tarafsız ve doğru bilginin aktarılması olduğunu kabul ettiğimizden, bu yazarların birincil sorumluluklarına karşı hassasiyet göstereceklerini, dolayısıyla yanlış bir yönlendirmeye yahut genellemeye varabileceği için, yorumlarında göreceli değerlendirmelerden ve marka isimlerinden kaçınacaklarını düşünüyorum.

Gelelim, daha genel meselelerde güncel haberlere dayanarak iç ve dış siyaset, toplumsal yaşam ve magazin yazarlarına. Ankette yer alan sorunun, genel okuyucu tarafından okunduğu için bu yazar kitlesiyle ilişkili olduğuna kanaat getirdim. Neticede firma olarak bir araştırma yaptırıyorsunuz, araştırmanın sonuçlarının ürünün satış kanalları üzerinde birebir kullanılacağını varsayıyorsunuz. kendinize ilk sorduğunuz soru nedir: bu ürünün kullanıcısı kim?

cevap:A/B/C/D grubu son kullanıcı profili

.

2.soru: bu kitleye nasıl ulaşırım?

cevap:

a)medya reklamları

b)promosyon kampanyaları

c)sponsorluk

d)fuarlar vb

e)alıcı kitle üzerinde etkili olan bir ağızdan çıkan tavsiye ile (örnek: köşe yazarı, siyasetçi, deprem dede vb.)

şimdi kendimize soracağımız soruya sıra geldi:

yukardaki pazarlama kanallarından hangisi bedavadır?

.

cevap:

hiçbiri