20051007

ünlü 3lemeler


Başak'ın Nick Cave, Sonbahar, Eymir başlıklı, beni haset ve hasretten bağırtan yazısını okuyunca aklıma başka üçlemeler akın etmeye başladı.
.
Annem mesela, uzmandır bu konuda. Yıllarca başımın etini yedi durdu: iş, eş, çocuk diye. Yani; önce iş (tamam anne, bi mühendiz çıkayım gör bak herkes kapışacak beni). Sonra eş (o her daim garanti canım, iste yeter). E sonra da çocuk (işte o an annem olma metamorfozunu tamamladığım andır).
.
Annem baktı istediklerini öyle sırayla da parayla da yapmıyorum, "bari yemek yap, hiç olmazsa kendine bak kızım" dedi. "Nasıl" dedim. "İlgiyle, bilgiyle, sevgiyle" dedi. (yaaa...burada bir saniye düşününüz ve devam ediniz) Yani; Herhangi birşeyin düşünceden oluş sürecine girmesi için hep o 3 şey gerekliymiş:ilgi-bilgi ve sevgi. Biri olmazsa tuzu, biri olmazsa tadı, biri olmazsa bereketi eksik olurmuş. İşte bu sözünü hep tuttum, tutacak gibi görünüyorum da... Birşeye başlamadan önce tek kontrol listem olmuştur bu laf, gönül ilişkilerimde bile. Düşündükçe şaşırıyorum ne kadar çok 3leme var diye: Doğum-yaşam-ölüm ile başlıyor zaten herşey. Birini düşünmeden diğerinden tat alamıyorsun. Küçükken an'anem demişti: allahın hakkı 3 diye (fırından yeni çıkmış mantıları çalıyordum avuç avuç, 4. de terliği arkamdan fırlatıvermişti!)
.
Bir de aklıma bir arkadaşım geldi; Patronumuzun eşi arada bir bizimle çalışırdı, hoş ve etkileyici bir kadındı. Arkasından gayri ihtiyari paylaşım yapma arzusu bırakırdı bizde, (ne hoş anlattım, düpedüz dedikodu ayol!) Patrona hiç yakıştıramazdık mesela kendisini. Sonra o hatun bizim patrondan ayrıldı, yaratıcı bir işe başladı. Arkadaşım demişti ki, muhakkak başarılı olacak, çünkü "akıllı, ilişkisi sağlam ve zevkli" bir insan. Hah! işte tamamlayan ve ekleme yapmaya ihtiyaç duyurmayan bir gözlem 3lemesi. Kadının bizi niye pozitif etkilediğini konuşmuştuk, işte cevabı. Bazı şeyler 3 ü 1 arada olunca (Rejoice!!) katma değeri artıyor da ondan...
.
Şimdi bir de iiğğrenç nescafe 3 ü 1 arada çıktı. Rakamdaki büyüyü farketmiş firma (ama sonuç asla denenmemeli!)
.
bira-patates-maç (yooo)
döner-pilav-ayran (mmmm)
.
Başka başka... Hah! En sevdiğim üçlü benim: 3 maymun! (bunu Aydın Doğan da seviyor biliyorsunuz: Görme, Konuşma, Duyma ey muhabir)
.

5 comments:

Gün said...
This comment has been removed by a blog administrator.
Anonymous said...

Merhaba :):)
Bu beni başka üçlemelere götürdü...sevdiğim en iyi üçlemelerden biri Paul Auster'ın New York Üçlemesidir:)Biri olmazsa eksik gibidir. Jazz'da ise en sevdiğim parçalar hep Trio'lardan, neden acep.

Anonymous said...

Bir önceki anoymous'u (ilk olarak bir "comment" yazdigim icin bilemedim)ben yzadim hera
sister

Su said...

Nescafenin 3u 1 aradasi bir tarih hatasidir! Zaman bir noktada koptu ve olmamasi gereken olaylar meydana geldi. Iste Nescafe 3u 1 arada bu kopmanin meyvesidir.

Anne metamorfozunun aksine, 3u 1 arada ile yasanabilir (diyorum ben comment ortamlarinda...)

hera said...

sister, paul auster, NY ve kosebasi lokantalari da muthis bir 3ludur degil mi? Jazz daki 3leme ilgine ise; tedavisi var diyorum:)